26 Ocak 2011 Çarşamba

Çay Üzerine

  Blogun adını Çay İçelim koyunca ilk yazımı da bu konu ile ilgili yazmak istedim. Zaten şu anda çay içtiğim için başka hiçbir şey düşünemiyorum.

  Trilyar (evet trilyon değil) tane blog varken bir ben mi eksiktim? Gerçekten bu soruyu çok sordum kendime. Dedim Soğan yapma etme, geçici bi heves bu. İki gün sonra aklına bile gelmiycek yazmak. Sonra bi hal geldi, 1 senedir aklımda olan şeyi bugün yaptım. Böyle bir şey için 1 sene düşünmek çok komik tabi. Düşünmüşüm ama sadece açsam mı açmasam mı diye. Ne yazacağım, blogumun ismi ne olacak, ulu orta mı yoksa gizli mi kalacağım bunlar hakkında bir fikrim yokmuş. Anahtar kelimeleri 'kombin' olan modacı kız blogları, çok komikli yazanlar, mutsuz takılanlar, ayıplı yazanlar... Her çeşit blog hakkında az çok bilgim var. Marifet değil tabi ama okumayı seviyorum bazen kitap okumak yerine işte bu saydıklarımı okumuşum. Özenmişim bildiğin. Bir de 6.sınıftaki Türkçe öğretmenim vardı. Hepimizin günlük yazmasını isterdi. Günlük yazmanın ne kadar cici olduğunu anlatır dururdu. Kendisini hiç sevmediğim için günlük işinden soğumuştum. Şimdi bu bir blog olduğuna göre onun sözünü dinlemiş olmuyorum ve yazıyorum. :)

  Esas konumuz çay. Çay benim en sevdiğim içecek. Çay öyle sevimli öyle güzel o kadar masum ki. Dünyaları versen günün her saatinde içilebilen bu içeceği başka biriyle değişmem. Peki ya su? Tamam o da iyi hoş da çay bambaşka. Çok fazla çeşidi var ve keyfine göre yanında ne istersen ye.
  Çay bana Türklüğümü hatırlatıyo aynı zamanda. ''Oğlum iki çay kap! '' yada ''Kızım Ayşe Teyzen'e bir çay koy.'' benzeri cümleler bize özgü. Hatta çay içmek için kurallar koyan, bizden başka ''Çayımı ince belliden başka bardakta içmem, içsem de keyif alamam.'' diyen de yoktur herhalde. İşte bu noktada benim milliyetçiliğim bitiyor. Ben çayımı fincanda, büyücenek kupalarda severim çünkü. Yine bize özgü çay-simit ikilisi yada çay-simit-peynir üçlüsü var ki tadından yenmez. Hem ucuz hem lezzetli bir öğün için gerekenler bunlardır. Simit yok mu? Git hemen bakkala, bir paket püsküüt al, bana bana ye. Dedim ya keyfine göre.
  Çay içmek gerçekten anlamlı. Çayda anlam aramak her akıllının yapacağı iş değil, biliyorum. Sevdiğim her insanla çay içtiğimi fark edene kadar aklımda böyle bir fikir yoktu zaten. Kitap okurken, televizyon izlerken çay içmek çok güzel ama yanında sevdiğinle, onun sohbetiyle gerçekten anlamlı.

  Birgün bu yazıyı okur ve benimle aynı fikirleri paylaşırsan gel beraber çay içelim. Paylaşmasan da gel be.
 

2 yorum:

  1. Sayende çayı ne kadar Türkleştirdiğimizi fark ettim Soğancım :D. Çay severim ama şekersiz, bide meyve çaylarını çok severim, nanelimonçay severim.
    (Aslında tek amacım sana aramıza hoşgeldin demekti^^)

    YanıtlaSil
  2. Derinlemesine bir inceleme yaptım ve öyle fark ettim. :) Çay şekersiz güzeldir zaten, hoşbulduk.:)

    YanıtlaSil

söyle bakalım.

ilgili olabilir bence