26 Ocak 2012 Perşembe

Sahil



Bugün hava çok güzeldi. Güneş açmıştı. Ocak ayı için sıcaktı. Diyet yapıyorum ama spor yapmıyorum bu yüzden en azından yürümem gerekiyor. Böyle bir gün evde harcanamaz dedim ve attım kendimi sokağa. Evimizin sahile yakın olması da güzel bi avantaj. İnsanların yolunuzu kesmeyeceği, temponuzu bozmayacağı başka bir yer yok çevrede. Uzun uzun yürüdüm, bol bol terledim sonra alışveriş yaptım :) Bir bankta dinlenirken de bu fotoğrafı çektim. Fotoğraf makinem yok o yüzden görüntünün kalitesizliğini görmezden gelelim.

Alışveriş ne alaka şimdi yürüyüşe çıkmışken değil mi? Haftaya çarşamba sevgilimin doğum günü. Ona bir süpriz yapacağım, akşam yemeğine götüreceğim. Süpriz kısmı akşam yemeği değil aslında nerde yiyeceğimiz.

Bunun kısa hikayesi şöyle; daha sevgili olmadan önce hep Kız Kulesi'ne gitmek istediğini söylerdi. O sırada da babam orda çalıştığı için ben seni götürürüm diyip duruyordum. Neredeyse 4 yıldır birlikteyiz ama hala gitmedik :) Ne zaman Salacak'tan geçsek laf sokuyor haklı olarak. Ben de sonunda götürüyorum. Kot tişört gidemeyeceğim ve hiç şık kıyafetim olmadığı için bir sürü şey almam lazım. Sadece elbise kısmını hallettim. Ayakkabı ve çanta arıyorum.

Benim için güzel bir gündü ama daha bitmedi. Akşam için planlarım var yine. Bu arada da ders çalışmam lazım ama bu konuya hiç girmeyeyim, bitki çayımı içeyim. Uykusuz okuyayım.

Yürürken bu şarkıyı kaç kere dinledim bilmiyorum.
http://fizy.com/#s/17r4lj


25 Ocak 2012 Çarşamba

Ispanak

Diyet süper gidiyor valla nazar değmesin. 5 haftada 4.5 kg verdim. Göbeğimin fotoğrafını çekip buraya koymak isterdim ama hala çok korkunç gözüküyo :D

Onun yerine güzel bir şarkı olsun bence. Pek alışık olmadığım bi tarz ama ilk duyduğum andan beri severek dinliyorum.

Gideyim ıspanak yiyeyim, bitki çayı içeyim.



4 Ocak 2012 Çarşamba

Açım!!!111!!

İki haftadır diyetteyim blog. Benim gibi biri için aç kalmak çok zor. Sürekli Big King hayal ediyorum. Rüyamda profiterol görüyorum.
 
Aslında aç kalmıyorum. Diyetisyenim sağolsun gayet makul bir liste hazırladı ama işte insan bok boğazlı olmasın. Ne görsem, ne duysam istiyorum.
Henüz spor yapmıyorum pek vakit bulamadığımdan (!), inşallah önümüzdeki aya başlayacağım. Hedefim toplamda on kilo vermek. Bakalım ne kadar sürede hedefime ulaşacağım. Büyük bir azimle göbeğimden kurtulmaya çalışıyorum. Darısı tüm tombişlikten mutsuz olanların başına.

3 Haziran 2011 Cuma

Yavrum Su Getir

Hemen konuya giriyorum. Kendimi tanımam çok güzel bir özellik bence. Daha ilk yazımda bi hevesle yazmaya abanıp sonra bırakacağımı söylemiştim. Aynen öyle oldu. Araya bir sürü şey geldi. Tontiş sevgilim M. geldi. O geldiğinden beri ya okuldayım ya da onun yanında. Çoğu şeye zaman ayıramıyorum aylardır. Ders çalışamıyorum, kitap okuyamıyorum, yazamıyorum. Kişisel bakım ise aldı başını gidiyor. Artık bi çekidüzen vermenin sırasıydı. Bugün yapıyorum işte. Önce nasıl dağıldığını bir türlü anlamadığım odamdan başlamam lazım aslında ama bunu yazıdan sonraya bırakıyorum şu an. Oturduğum yerden kalkmak çok zor geliyor. Gaz verici şarkılar dinliyorum ama yaşlı ruhum ''mehh.. yavrum su getir..'' den öteye geçmiyor. 
Bu değişimi geçirmem gerek.
Çok şaşırtıcı (!) bir şekilde hayatımda pek bi değişiklik yok bu kadar zaman geçmesine rağmen. Sürekli bir şeyler oluyo tabi ama ekşını/anlatmaya değer bir yanı yok.

Korkulu rüyam finaller var sırada. Çalışmayı ertelemek için bile yazı yazıyor olabilirim aslında. 
Güzel ve ruh halime uygun bir şarkı(tıklayalım) paylaşarak sizlere (kimseye) veda ediyorum.

12 Mart 2011 Cumartesi

Kaan Sezyum bile


Futraf bir tıkla büyümek.


Kaan Sezyum bile inanabiliyo musunuz? Youtube yorumları her zaman güzel. :) 


8 Mart 2011 Salı

Hayal Edelim

Uzun zaman önce okurken sıkıldığım ve anlamadığım romanların arasından bir tanesini seçtim. İlk sayfasını okumaya başladım. Başka bir ülkede yaşamakta olan aile, ülkesinde savaş çıktığı için geri dönüyordu. Her zaman yaptığım gibi hemen kendimi onların yerine koymuştum. Savaş varsa durum kötü demekti. Açlık ve ölüm olabilirdi. Rahat bir yerde ailece mutlu olmak varken neden savaşın içine girmek istemişlerdi? Küçük aklımla bunu çok saçma bulmuştum. O an yakınımdaki en bilgili kişi olan anneme söylemiştim aklımdakileri. Söylemeliydim çünkü işin içinden çıkamamıştım. Zaten fazla konuşmayan annem kısa bir cevapla yetinmişti: 'Aydın insanlar zor durumlarda vatanını yüzüstü bırakmaz.' Şaşırmıştım ama anlamıştım. Bırakıp gitmekle olmazdı.
Tabi bu konu sürekli aklımda değil ama maalesef son zamanlarda düşünmek zorunda kalıyorum. Arkadaşlarım (!) homoseksüeller için saçma sapan şeyler söylediğinde utanıyorum. Her Ermeni'yi, Kürt'ü yada kendi milletinden, dininden olmayan herhangi birini aşağıladığında tiksiniyorum. Sadece insan olduğumuz için birbirimizi sevsek?
Kimseye insanlık mesajı vermeye niyetim yok zaten haddime değil. Kendi gibi olmayanı, çıkarlarına ters düşeni, kendi istediğini yapmayanı yok etmeye çalışanları gördükçe ve bunları düzeltmek için elimden bir şey gelmedikçe gitmek istiyorum. Gitsem kimsenin umrunda olmayacağını da biliyorum ama bir kere o cümle aklıma kazınmış işte. Aydın insan olmasamda kaçmaya vicdanım el vermez artık.
Biraz klişe olacak belki ama iyi gider...

23 Şubat 2011 Çarşamba

Yeni

Bu hafta kötü haberlerle başladı. Yeni haftaya dair güzel hislerimi boşa çıkardılar. Bir pazartesi geçirdim ki akıllara zarar. Gün bitmek bilmedi. Eve geldiğimde demlenmiş çayı görünce mutlu olur gibi oldum. Hemen M.'nin hediyesi kupama koydum çayımı. Çok soğuk olmasına rağmen açtım penceremi dışarıyı izledim bir süre. Dinlendiğimi hissettim o an.


Yeni bir şeyler yapmak istedim. Bir not defterim var hiç kullanmadığım. Ergenlik zamanlarımdan kalma hem de. 2006'da almışım. O zamanlar kullanmaya çalışmıştım. Birkaç not var içinde. Doğum günümde yazmışım mesela. Ne güzel bir gün bugün demişim. Artık arkadaşım olmayan kız da bir şeyler karalamış. ÖSS'ye hazırlanırken 3-5 gün plan yapıp not etmişim. Uzun aralıklarla kullanmışım ama toplamda 10 sayfa bile etmiyor bunlar. Artık kıymak istedim bu deftere. Aklıma gelen ne varsa yazdım. Yanımda taşıyorum şimdi. 3 günde not edecek o kadar çok şey buldum ki. Çok hoşuma gidiyor yazmak. Kimsenin okumasına izin vermeyeceğim için saçma sapan ne yazmak istersem yazıyorum. Günlük gibi de değil ama. Anlık cümleler. Dersler falan yalandan başladığı için yapacak önemli işim de yok. Yazıyorum ve kitap okuyorum sadece. Her türlü sorundan kaçabiliyorum, haftanın kötü başlamasını unuttum bile. Bazen hiçbir şey umrumda değilmiş gibi davranmak iyi geliyor.

ilgili olabilir bence