8 Mart 2011 Salı

Hayal Edelim

Uzun zaman önce okurken sıkıldığım ve anlamadığım romanların arasından bir tanesini seçtim. İlk sayfasını okumaya başladım. Başka bir ülkede yaşamakta olan aile, ülkesinde savaş çıktığı için geri dönüyordu. Her zaman yaptığım gibi hemen kendimi onların yerine koymuştum. Savaş varsa durum kötü demekti. Açlık ve ölüm olabilirdi. Rahat bir yerde ailece mutlu olmak varken neden savaşın içine girmek istemişlerdi? Küçük aklımla bunu çok saçma bulmuştum. O an yakınımdaki en bilgili kişi olan anneme söylemiştim aklımdakileri. Söylemeliydim çünkü işin içinden çıkamamıştım. Zaten fazla konuşmayan annem kısa bir cevapla yetinmişti: 'Aydın insanlar zor durumlarda vatanını yüzüstü bırakmaz.' Şaşırmıştım ama anlamıştım. Bırakıp gitmekle olmazdı.
Tabi bu konu sürekli aklımda değil ama maalesef son zamanlarda düşünmek zorunda kalıyorum. Arkadaşlarım (!) homoseksüeller için saçma sapan şeyler söylediğinde utanıyorum. Her Ermeni'yi, Kürt'ü yada kendi milletinden, dininden olmayan herhangi birini aşağıladığında tiksiniyorum. Sadece insan olduğumuz için birbirimizi sevsek?
Kimseye insanlık mesajı vermeye niyetim yok zaten haddime değil. Kendi gibi olmayanı, çıkarlarına ters düşeni, kendi istediğini yapmayanı yok etmeye çalışanları gördükçe ve bunları düzeltmek için elimden bir şey gelmedikçe gitmek istiyorum. Gitsem kimsenin umrunda olmayacağını da biliyorum ama bir kere o cümle aklıma kazınmış işte. Aydın insan olmasamda kaçmaya vicdanım el vermez artık.
Biraz klişe olacak belki ama iyi gider...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söyle bakalım.

ilgili olabilir bence